2 Nisan 2010 Cuma

Montgomery Clift



Broadway'de sahne alırken uzun süre film tekliflerini geri çeviren Montgomery Clift 1947 yılında Fred Zinneman'ın çevirdiği Arayış filmiyle sinemaya başladı ve Arayış filmindeki rolüyle Oskar'a aday gösterildi. Rollerine kattığı, sorunlu, duygusal genç tipiyle sinemanın aranan oyuncusu oldu.
Howard Hawks'ın 1948; Kanlı Nehir, George Stevens'ın A Place in the Sun 'ı (1951;İnsanlık Suçu), Alfred Hitchcock'un 1952; İtiraf Ediyorum, gene Zinnemann'ın From Here to Eternity'si )1953; İnsanlar Yaşadıkça) oyunculuk yeteneğini gösterdiği filmlerdi.
Fırtınalı bir özel hayatı olan Clift hakkında çıkan alkol ve uyuşturucu düşkünlüüğüne ilgili söylentiler Hayat Ağacı adlı filminin çekimlerine giderken geçirdiği trafik kazası nedeniyle arttı. Parçalanan yüzü estetikle düzeltilmeye çalışılmasına rağmen eski bakışlarını yitirdi ve orta yaşlı erkek rollerinde oynamaya başladı. Setlerde dikkatini toplamakta zorluk çekmesine rağmen gayet başarılı oyunculuklar çıkardı.

The misfitsde kendisi gibi yaralı bir ruh olan marilyn monroe ile, a place in the sunda elizabeth taylor ile, from here to eternityde frank sinatra ile oynadı. hatta frank sinatra'nın onun hakkında "bu adamı izlersem birşeyler öğreneceğimi biliyordum." diye de bir lafı vardır.
En son büyük rolü, judgement at nuremberg olmuştu; alkol ve uyuşturucu nedeniyle yitip gitmişti monty ve repliklerini hatırlayamıyordu; yönetmen stanley kramer en sonunda, “sadece senaryoda içinde bulunduğun durumu düşün ve aklına ne geliyorsa onu söyle” diyebilmişti. son büyük rolüydü bu film ve de ona en son oscar adaylığını getirmişti.
1946 yılında ise bu duyarlı oyuncu, titrek ama parlayan yıldız kalp krizi geçirerek hayata gözlerini yumdu.

Hiç yorum yok: